“Zaman tasarruf edeyim derken aslında başka şeylerden tasarruf ettiğinin kimse farkında değildi. Yaşamlarının gittikçe daha zavallı, daha tekdüze ve daha soğuk geçtiğini kavramak istemiyorlardı. Bu gerçeği sadece çocuklar, taa yüreklerinde hissettiler. Çünkü artık kimsenin onlara ayıracak zamanı yoktu. Oysa zaman yaşamın kendisiydi. Ve yaşamın yeri yürekti. İnsanlar zamandan tasarruf ettikçe, zaman azalıyordu.”(sayfa 82- Kabalcı Yayıncılık)
Hohoo 🙂 Alıntı yapmak için biraz fazla uzun oldu galiba???? Öyle güzel bir parça ki bölemedim yarısında ne yapayım? ????
Yine harika bir çocuk kitabıyla geldim size. Altıncı sınıftan itibaren keyifle okunabilecek bir eser. Üstelik Martı’da olduğu gibi yetişkinler de çok sevecektir. Yani kendiniz okuduktan sonra anne-babanıza okutup kritiğini yapabilirsiniz bıldırcınlar :)) 1973’te yazılmış, otuzdan fazla dile çevrilmiş bir başyapıt. Ayrıca 1995’te aramızdan ayrılan yazarın başarılı tek eseri bu değil. Maşallahı var kendisinin. ????
Bir yönüyle bilim kurgu sayılan kitabımızda bol miktarda fantastik ögeler bulunmakta. Ve merak unsuru çok yüksek. Yıllar önce mental olarak iyi olmadığım bir dönemde, 1 günde okumuştum. Benimkisi eski baskı olduğu için Kabalcı Yayıncılık’dan, 303 sayfa. Şu an Pegasus’tan temin edebilirsiniz.
- “İnsanlar kendilerini korkutan şeylere çok daha çabuk inanıyorlar. Bu da bir bilmece.”(sayfa 180) Kitapta anlatılanlar bu cümleyi apaçık ispatlıyor adeta. Ve sonra sizi:
- “Korku büyük ama cesaret daha büyük.”(sayfa 245) mottosuna inandırıyor.
- Büyük bir şehir tiyatrosunun yıkıntılarında yaşayan küçük bir kız olan Momo, olmaz denilenleri oldurmak, inanılmazları mümkün kılmak için azimle savaşıyor. Değişik bir kız Momo. Şöyle yazıyor kitabımın arkasında: ” Momo, karşısındakileri aptal insanların bile aklına parlak düşünceler getirtecek şekilde dinlerdi… Momo’nun yanında oynanan oyunlar başka hiçbir yerde oynanamazdı.”
- Olağanüstü bir yeteneği var; o da dinlemek. Kitabın başında yazar, kitabı “Momo ya da zaman hırsızları ile çalınan zamanı insanlara geri getiren çocuğun tuhaf hikayesi” olarak tanımlamış. İlginç bir hikaye bu, belirsiz rüyalar ülkesinde, belirsiz bir zamanda geçiyor.
Hikaye, masal falan dedim diye geçmişi anlatıyor zannetmeyin ha! Tam da bugünü anlatıyor! O kadar tanıdık gelecek ki okuduklarınız. Hatta YouTube yorumlarında gördüğüm gibi: “Anne-babamı, şehrimizi anlatmanız hiç hoş değil????” diyebilirsiniz. Kitabı bitirdiğinizde bugünlerde hasret çektiğimiz birçok değerin nasıl kaybolduğunu da anlayacaksınız. İnsanların her şeyi hızlı yapmasını isteyen “Duman Adam’ların” aslında hiç iyi niyetli olmadıklarını farkettiğinizde irkileceksiniz.
Anlayacağınız Momo’nun işi hiç kolay değil. Ama en yakın arkadaşları Gigi ve Beppo için “YOL BENİM İÇİMDE “(sayfa 259) diyen kaplumbağa Kassiopeia’nın peşine takılır. Ve başlar heyecanlı serüven. Hem upuzun bir caddeden bahsederken ne demiş Beppo: ” insan caddenin tamamına bakıp hemen bir karara varmamalı. Her zaman adım adım ilerlemeli. Sürekli olarak bir adım sonrasını düşünmeli….Önemli olan İşini iyi yapmaktır. Öyle de olmalı.”(sayfa 42)
Defalarca beyaz perdeye uyarlanan, bir sürü dile çevrilen, 7,5 milyondan fazla satan, yazarına Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü kazandıran Momo yıllandıkça kıymetlenen eserlerden bence. Keyifli okumalar dilerim. ????????
Yazar: K.B.